Dövme

VÜCUT SÜSLEME SANATI ve DÖVME TARİHİNE BAKIŞ;

 
 
Günümüzde dövme yaptırma istemini, kişisel süslenme ve modayla tanımlayabiliriz. Ancak dövmenin insanlık tarihine ilk girişi şüphesiz ki bu kadar basit değildi. Dünyada, ilk sosyal yaşamın örnekleri olarak kabul edilen, ilkel- komün toplumla birlikte, son derece masum gereksinimlerden yola çıkarak; korkularını, beğenilerini , isteklerini, inançlarını, geleneklerini, sosyal ve sınıfsal statülerini çizgi ve işaretlerle çıplak bedenlerine, yine bir başka insana ve doğaya göstermenin ifadesi olarak, ilk dövme uygulamaları yapılmıştır. O günün koşullarında ilkel yöntemlerle yaptıkları bu süslemeler insanlık tarihinde yerini almıştır. Dövme uygulaması, kesintiye uğramadan, günümüze kadar ulaşmasının konuya bir insani ihtiyaç olarak bakılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Doğaya karşı verdiği hayatta kalma mücadelesi için, zekice geliştirdiği; kesici, delici aletlerin ve ateşi kullanmanın yanı sıra ,dövmeninde insan hayatına bu ilklerle beraber girmesi, aynı zekanın ve ihtiyacın bir ürünüdür.Yukarıda saydığım haklı gerekçelerle birlikte bedenlerine yaptıkları çizimleride bir iletişim aracı olarak kullandıklarını biliyoruz. Bedende giysinin olmadığı ortamda, vahşi hayvanları ürkütmek, avlanan hayvandan daha fazla pay almak, kabilede liderliği güç ve üstünlüğü, ortaya koymada yine benzer işaretler vücutta kullanılmıştır. İnsan toplulukları arasında, yazının bulunmasıyla birlikte, dövme uygulamaları daha bilinçli ifade biçimiyle güçlenip, sosyal yaşamın olgularını ifade etmede ve dışa vurumunda daha belirleyici olmuştur. Yazıyla birlikte insan yaşamıda sosyal sınıflara ayrılmış, dövme bu zaman diliminde zengini ,fakiri ,köleyi ,sahibi, askeri birimler arasındaki kademe ve rütbe farklılığını, cesareti, mahkumu ,bekarı, nişanlıyı, evliyi, dulu, bereketi, umudu ve umutsuzluğu toplumun diğer bireylerine en kısa ve en anlaşılır yöntemle anlatmak hep dövmeyle olmuştur.
 

ESKİ MEDENİYETLERDEN İSLAMİYETTE DÖVME SANATI


Dünyanın en eski medeniyetleri içinde yer alan Türkler, M.Ö.'ki yüzyıllarda oba yaşamından beyliğe ve daha sonra Anadolu da kurdukları imparatorlukla dünya tarihinde yerini almıştır. Orta Asya da gelişen atalarımız, kurdukları yaşamın her alanında, dövmeyi de yukarıda belirttiğim nedenlerle, en güzel biçimiyle bedenlerine uygulamış ve taşımışlardır. Kendilerine seçtikleri Budizm’in kolu olan Şamanizm inanç biçimi Türk toplumunda dövmeyi daha anlamlı kılmıştır. Şaman rahiplerin müritlerine yaptıkları dövmelerle kötülüğün ve uğursuzluğun bedenden uzaklaştırıldığına inanılırdı.Tanrıya yakın olmanın, ona inanmanın bir ifadesi olarakta , dövme Türk topluluklarında yaygın bir biçimde kullanılırdı. Aynı tarihsel paralellikte yer alan, sahip oldukları coğrafya nedeniyle daha yerleşik düzeni olan Çinliler, dövme sanatını dünyada en iyi geliştiren ve geniş kitlelere uygulayan ülkelerin başında gelmektedir.Türklerin kendileriyle girdiği askeri, siyasi, ticari ve insani ilişkiler nedeniyle, Türkler dövme uygulamasında teknik ve sanatsal olarak dahada gelişmiştir. Bulundukları coğrafyadaki, olumsuz iklimsel gelişmeler Türkleri yeni yurt arayışlarına iterken, Avrupa içlerine kadar ilerleyen Türk akıncılar bu kültürü Avrupanın ortasına kadar taşımıştır.Bu akınların uzun yıllar ilk yerleşim alanlarından olan, özellikle bugün ki Macaristan da müzelerdeki günümüze kadar ulaşan gravürlerde, Türk akıncıları uzun saçlı, küpeli ve dövmeli olarak tasvir edilmişlerdir. Mezopotamya, Anadolu ve Arap yarımadasına yapılan akınlar neticesinde Türkler yeni inanç biçimi olarak Müslümanlığı seçmişlerdir.Bu tarihsel süreçte Arap yarımadasında, bedevi olarak adlandırılan kavimlerde, özellikle kadınlarda benzer nedenlerle dövme sıkça kullanılan bir vücut süsleme aracıydı.Günümüzde ise bu bölgelerde halen uygulanmaktadır. Dolayısıyla İslamiyet'te ve Kuran'da dövmeyi yasaklayan, kısıtlayan yazılı hiçbir ifade bulunmamaktadır. Daha sonra Anadolu toprakları üzerinde yerleşik düzene giren Türkler yazılı tarihiyle, bu coğrafya ve Arap yarım adasında, kutsal mekanların tam 600 Y.Y. bekçilik ve koruyuculuğunu, kanı canı pahasına yapmış olmasına karşın, atalarımız dövmeyi, İslamiyeti en doğru ve yoğun yaşadıkları bu uzun zaman diliminde bile yasaklamamıştır. Bu uygulamayı özellikle ilk başta beyliklerde, beylerde şehzadelerde ve hatta padişahlarımızda bile görmek mümkündür. Özellikle Leventlerimiz ve diğer askerlerimizde, savaşa girdiklerinde kısmen bedende giysilerin kalmaması sebebiyle ölü ve ağır yaralıların kimliklerini, rütbelerini tespit etmede dövme kullanılmış olup, bunların ceylan derisine işlenmiş tasvir ve çizimleri müzelerimizde sergilenmektedir.
 

OSMANLI SAHNE SANATLARINDA DÖVME YANSIMALARI

 
Çok titiz bir araştırma sonucu senaryolaştırılmış, Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü filminde olduğu gibi, en üst kesimden en basit halk düzeyine kadar dövmenin atalarımızın yaşamında kullanıldığını, İlk beyliğin kurulduğu ve daha sonra başkent ilan edilen Bursa da nasıl uygulandığı çok güzel bir dille gösterilmiştir. Anadolu da o günden bugüne ,halen kadınlarımız dövmeyi severek bedenlerine uygulamış, henüz Hıristiyan inanç biçimi doğmadan önce Anadolu da haç simgesi ,özellikle dövmelerde doğurganlığın ve bereketin simgesi olarak sıkça yapılmış ve halen bunların örnekleri canlı olarak bulunmaktadır. Üstelik geçmişte olduğu gibi, bu insanlarımız inanç ve ibadetlerini bugünde doğru bir şekilde yerine getirmeye çalışmaktadırlar.Özellikle ayak ve bacaklarında, ellerinde, boyun ve göğüslerinde hatta yüzlerinde olan bu dövmeler nedeniyle kimse ayıplamamakta ve günah işlediklerini düşünmemektedir.
 

İSLAMİYET’TE DÖVME GÜNAH MI?

 
Mükemmel bir inanç sistemi olan dinimizde, yazılı bir belge olmaksızın, tarihler boyu birilerinin çıkarları için geliştirilen, tarikat ve hurafe sistematiği, günlük yaşamı etkileyip, inanç içinde daha önemli günah kriterlerini görmemezlikten gelen belli bir kesim, dövmeye günah tanımlaması getirmeye çalışmıştır. Bu yorumu yapanların, Türk kültürel yaşamını hiç tanımadıkları, tarihsel belge ve yazıları okumadıkları yada gerçeklerin işlerine gelmedikleri, açıkça belli olmaktadır. Günümüzde atalarımızdan bize miras olan bu sanatı yapmaya ve taşımaya çalışan sanatçılar, bu sanatın ülkemizde akademik eğitimi olmamasına rağmen, dövmenin ülkemizde geç kalmış saygınlığının yeniden kazanılması için, mesleklerini ahlak kuralları çerçevesinde sürdürmeye devam etmektedirler.
 

GÜNÜMÜZDE DÖVME ETİĞİ

 
Yasal çalışan ve bir çatı altında örgütlenmeye gayret eden sanatçılar, uygulamaları sırasında toplumun dövme üzerindeki kaygılarına titizlikle saygı göstererek; ahlak dışı pornografik ve yasaklanmış politik ifadeler ve suç unsuru taşıyan simgeleri 18 yaşından küçük ve büyük kesime, bu uygulamaları yapmayarak ilkelerini ortaya koymuştur. İyi ve güzel olan uygulamaların yanı sıra, kötü örneklerde maalesef bu sanat adına da vardır.Bunların bir kısmı denetim dışı stüdyolarda olabileceği gibi, gençlerin özellikle cezaevi ortamında ve evlerinde sağlıksız ekipmanla bir birlerine kötü dövme uygulaması yaptıklarını biliyoruz.Bu olumsuz örnekler, sıkça dövmenin eleştirilmesinde, basın tarafından malzeme olarak da kullanılmaktadır.
 

DÖVME SİLDİRME İŞLEMİNDE EN GÜVENLİ YÖNTEM HANGİSİDİR?


Dövme sildirme isteği, hemen hemen dövme yaptırma arzusuyla aynı paralellikte seyretmektedir. Günümüzde belirtmiş olduğumuz hatalardan ve henüz oluşmamış dövme kültürü nedeniyle, insanın kendisini algılamadan yaptırdığı dövmelerden kurtulma istemide çok fazladır. Efsane değerindeki dövme silme reçeteleri ve yöntemleri, bugünde elden ele dolaşmaktadır. Ancak bu yöntemlerin tamamı, sorunu bilimsel çözmekten uzaktır.Üstelik daha tehlikeli cilt lezyonlarının oluşmasına neden olmaktadır. Dünya ile sıkı bir entegrasyon içine girmiş ülkemizde, müzik ve moda kanalları, ayrıca internet kullanımı, bu sanatı bütün ayrıntılarıyla geniş kitlelere göstermektedir.Tarihi içgüdüsel dövme yaptırma isteği, görsel araçlarla ülke gençliğine aktarılırken, ciddi bir talebide kendiliğinden oluşturmaktadır. Başta yöneticiler bu konuya, kanunlarla ciddi bir yaklaşım gösteremezse, denetim mekanizması kuramazsa, işini doğru yapan stüdyoları geliştiremezse , ülke gençliği bu sefer kendi doğrularını, olumsuz çözüm yöntemleriyle gidermekteler. Bilindiği gibi bu olumsuzlukları daha sonra silmek ve değiştirmek mümkün değildir aynı zamanda çok zahmetli ve pahalıdır. Dünyada, deriden dövme boyasının en doğru silinme yöntemi lazer uygulamasıdır.Ancak ülkemizde bu konuda cilt bakım merkezleri, esas görevi deride kıl köklerini kurutmaya yönelik, epilasyon amaçlı cihazları bu alanda kullanarak, insan cildinde kalıcı yanık izlerinin oluşmasına neden olmaktalar. Ayrıca insanların önce umutlarını ardından da paralarını sömürmektedirler. Yurt dışında bu işlem lazer cihazlarıyla sorunsuz yapılmaktadır. Aradaki fark, lazerin boyadaki pigmentasyon parametrelerini renk ve pigmentasyona göre ayarlayıp, uygulamadan net bir sonuç alınmasını sağlamaktadır. Bu işlem genelde bir seansta bitmektedir.Ülkemizdeki benzer yerlerin, sırf taşıyıcıdan biraz daha fazla ücret alma adına, uygulama sanatçısının derin çalıştığına kadar, bir dizi yalan söyleyerek dövme sektörünede zarar verdiklerine şahit oluyoruz. Yurtdışında kullanılan bu sağlıklı cihazların, ülkemizde de en kısa zamanda temin edilecektir. Dövmelerini sildirmek isteyenlerin iyi araştırma yapmalarını ve sonradan pişman olacakları dövmeleri yaptırmamalarını tavsiye ederim. Dövme yaptırmak isteyenlerin özellikle yasal çalışan, dernek üyesi ve bu kriterleri taşıyan stüdyo ve sanatçıları araştırarak tercih etmeleri gerekmektedir. İyiyi ve kötüyü satın almak bireyin elindedir ve insan bedenine bilinci yerindeyken zorla günümüzde kimsenin istemediği bir uygulama yaptırması mümkün değildir.Bu olursa zaten ciddi bir suçtur. Uyuşturucu ve keyif verici maddelerin, sınır tanımadan kullanıldığı ülkemizde, bu suç unsuru ve ahlak dışı alışkanlıkların kaynağı olarak, sanatçı, stüdyo ve dövmeyi taşıyan bireyin suçlanması ve hedef gösterilmesi amacını aşan ifadeler ve yakıştırmalardır.
 

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE DÖVME MAKİNALARININ DEVRİMİ!


 
Propen Grace
3.181,27 TL
 
Hummingbird V1
939,26 TL
 
Black Vortex
1.640,80 TL

 
Dövme, ilkel kabilelerden Avrupa ve Amerika daki sömürge ülkelere, sanayi devriminden önce gemiciler tarafından yayılırken, makine tekniği kullanılmıyordu. Bambu ve metal çubuklarla yapılan uygulama yöntemlerinin, vücuda verdiği acı neticesinde, buna katlanmak için, ağızdan alınan ve uyuşturucu niteliği taşıyan bitki kökenli maddeler, geniş olarak kullanılmıştır. Bu o günün koşullarında uygulamada doğal bir yöntemdi. Sanayi devrimiyle ve elektriğin bulunmasıyla, üretilen dövme makinaları, lokal yüzey uyuşturucu solüsyonlar, bu acıları yok denecek kadar azaltmıştır. Dolayısıyla bu alışkanlıklarda kendiliğinden ortadan kalkmıştır. Günümüzde belli kesimlerin cezaevi kültürü ve serseriliğin simgesi olarak göstermeye çalıştığı bu durum, dövme sanatının bize bıraktığı saygın, tarihsel mirasına yakışmamaktadır. Dövme tarihinin binlerce yıllık zengin mirasını taşımak için, bu kültürel uygulama iyi incelenmelidir. Bir zamanlar İlk örneklerini Atalarımızın bedenlerinde gördükleri sanatı, çok iyi geliştirerek her türlü ekipmanı üreterek, bize pazarlayan Avrupa ülkelerindeki, konuyla ilgili sanatçılar, federasyonlar ve üretici firmaların yol aldıkları mesafe yanında, toplamda stüdyo bazında uygulama sürecini 15 yıla zorla sığdıran ülkemizde, sanatçılarımıza çok önemli görevler düşmektedir.Her sanatçı bu açığı kapatmak için çok çalışmalıdır doğru, dürüst uygulama ve çalışmalar yapmalıdır. Bu mesleğin kültürünü hazmetmelidir ve mesleğini sevip bunu yaşam biçimine dönüştürmelidir.
 

AMERİKA VE AVRUPA’DA DÖVME SANATININ YERİ

 
Tarihsel kökleri güçlü olmayan hiçbir inanç, gelenek ve göreneklerin, eşya, mal, araç ve gereçlerin günümüz evrensel sosyal yaşamında, popüler olarak geniş kitleler tarafından tercih edilmesi ve kullanılması mümkün değildir.Dövmeninde çağlar boyunca insan toplulukları tarafından hayatın her alanında bir şekilde kullanılmasının sebebi bu güçlü köklere sahip olmasıdır. Günümüzde bu kadar uzun bir süreçten gelen ve kullanımı kabul gören uygulamalar ve eşyaların sayısı son derece sınırlıdır. Dövme sanatı uygulayıcısıyla birlikte, özellikle batılı ülkelerde bu nedenle saygın sanat dallarıyla birlikte anılıp, ABD başta olmak üzere enstitü bazında faaliyet gösteren yüksek okullara sahiptir.Yine Avrupa da bazı dövme sanatçıları faaliyet gösterdiği ülkenin sanat müzelerinde büstleri konularak takdir edilmişlerdir. Yine bu ülkelerde hiç kimse, ne taşıdığı dövmeler ve nede bu sanatı yapan sanatçılar, yaptıkları işlerinden dolayı utanç duyup, küçümsenip aşağılanmamışlardır.Uygulayıcı ve taşıyıcı bu sanatın bütün ruhsal ve bedensel hazzını keyifle yaşamaktadırlar. Dövme sanatının dünyada geldiği son nokta ise devasa bir endüstriyel ve fabrikasyon üretim zincirinin kurulmuş olmasıdır. Binlerce insan bu sektörün yarattığı, üretim alanlarında iş olanakları bulmuştur. Uygulama malzemelerin kalitesi artırılarak ucuzlaması sağlanmış ve her bireyin kullanabileceği bir sanat uygulamasına dönüşmüştür. Dövmenin baş döndüren bu gelişimi görsel ve yazılı medyanında ilgisiyle bu alanlarda ritüel yayın organlarının oluşmasına neden olmuştur. Bu durum modayı da etkileyerek göbek, sırt , kol ve bacakların öne çıktığı yeni moda stillerini de oluşturmuştur.Bu durum, vücut süsleme sanatında en başından bu yana dövmeyle birlikte kullanılan takı sanatını da aynı paralellikte geliştirmiştir. Günümüzde bilim, yazılı ve görsel kaynaklar, yukarıda ifade etmeye çalıştığım bütün konuları, verilerle birlikte bilimsel olarak kanıtlamış, bilgiye kolay ulaşma araçlarıyla bunu geniş kitlelere aktarmıştır. Bu nedenle, dövme tarihi hakkında kısıtlıda olsa yazılmış bu kaynakları, site girişinde sadece bir başka yerden, alıntı olarak kullanmayı doğru bulmadım. Daha geniş ve bilimsel bilgi edinmek isteyenler, zaten bu bilgilere internet ortamında kolayca ulaşabilirler.
 

DÖVME SANATÇISI ADAYLARINA TAVSİYELER...

 
En başından doğru yolu öğrenmek çok önemlidir. Bu makaleyi baştan sona dikkatlice okumalısınız ki dövmeciliğin ne olduğu hakkında gerekli bilgiyi edinebilesiniz. Herşeyden önce göz önünde bulundurmanız gereken tek şey profesyonel olmak için bir yola girmiş olacağınızdır. Hedefiniz yeteneğini geliştirmiş ve profesyonel bir davranışa sahip bir dövme sanatçısı olmaksa; Profesyonel bir dövme sanatçısı kendi dükkanına girdiği zaman kişisel hayatında olan bütün problemlerini dışarda bırakması gereklidir. Dükkan iş yapılan bir yerdir ve her zaman böyle bakılmalıdır. İşyeri klüp veya insanların takılması için bir yer değildir. Eğer öyleyse yatırımınız çok uzun süre dayanmaz ve kötü bir ünvana sahip olursunuz. Kötü ünvanı değiştirmesi zordur ve devamını getirmede zorlanırsınız. Ne yazık ki dövmeciliğe başlayan çoğu insan kısa sürede vazgeçer. Bu çok genel bir durumdur. Bu kitabı anlayarak okuyan ve uygulayan birinin başına gelmemelidir. Körü körüne dövmeciliğe başlayan bir insan kullanmayı bilmedikleri ekipmanı almış, onunla dövme yapmayı denemiş ve başarısız olmuş olabilirler. Akabinde kötü dövmeler yaptığı yakınlarının problemleri ile uğraşmak zorunda kalabilir. Sinir bozucu olan bu olaylar yüzünden dövme kariyerleri çok çabuk bitebilir.
 

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN DOĞRU EKİPMANIN ÖNEMİ

 
Bilinen tedarikçilerden ekipmanınızı almanız ve bu ekipmanlarla alakalı yeterli bilgiyi edinmeniz öncelikli olarak önerilir. Ucuz ekipman ucuz iş yapar ve profesyonel bir iz bırakmaz. Yanlış ekipman gelişimi engeller, bu yüzden alabildiğiniz en iyi ekipmanı almaya dikkat edin. Kaliteli aletlerden hiçbir zaman pişman olmazsınız. Çoğu dövme aletleri ikinci el malzeme satan vb. web sitelerinden posta yoluyla alınabilir. Bu şekilde alınan kötü malzemeler sizi dövme yapamadığınız duygusuna sürükleyecektir. Halbuki kötü malzeme ile iyi netice elde etmek profesyonellerin bile yapamayacağı bir iştir. Kısaca eğri cetvel ile doğru çizgi çizemezsiniz. Dövmeciliğiniz geliştikçe ekipman seçiminizi daha kişiselleştirilebilir ve her birey ekipmanlarının değişik kombinasyonunu yaratabilir. İş hakkında fikir sahibi olmak için kendinize iyi bir sanatçıya dövme yaptırtmak iyi bir yol olacaktır. Böylece bu iş için uygun olup olmadığınızı daha kolay anlamış olursunuz. Bölgenizdeki en iyi dövmeciden bir randevu alın ve içeriye girdiğiniz ilk andan itibaren herşeyi gözlemleyin. Milyonlarca soru sormayın, sadece sanatçıyı izleyin. Bu şekilde birçok şey öğrenebilirsiniz. Hayatta öğrenilen zor derslerden biri de hiç birşeyin kolayca ele edilemediğidir. Herkes sahip olmak istediklerinin bedelini ödemelidir. Bu bedel maddiyattan ziyade sabır, özveri ve emek olmalıdır. Bunların akabinde işinizin adım adım iyiye ve mükemmele doğru gittiğini göreceksiniz. Ancak bu sadece işinize gereken önemi verdiğiniz ve temiz iş yaptığınız sürece olacaktır. İyi alışkanlıklara sahip olmak için başlangıçtan itibaren doğru alışkanlıklar edinmelisiniz. Bu alışkanlıklar beyninize kazınmalı ve böylece doğal davranışlarınız haline gelmelidir. Hiç kimse dövmeciliğe bir anda başlamamalıdır. İyi bir dövme sanatçısı olarak bilinene kadar normal işinizin yanında yarı zamanlı bir iş olarak veya iyi bir ustanın yanında çıraklıkla başmanızda fayda var. İşyeri açılışı hakkında bilgi edinmenizde önemlidir; bu yüzden bu kitaptan öğrendikleriniz dışında vergiler, ruhsatlandırma , işinizle ile ilgili kanunlar vb. hakkında bilgi edinmenizde fayda vardır. Aklınızdan çıkarmamanız gereken bir şey ise; kendiniz için bu işin içinde olduğunuz ve amacınızın para kazanmaktan ziyade güzel işçilikle müşterilerinize hizmet etmek olduğunu bilin; bu şekilde hareket ettiğiniz taktirde para kazanmak da peşi sıra gelecektir. Unutmayın ki dövmecinin en önemli sermayesi iş yerinden mutlu ayrılan müşterilerin tavsiyesidir. İnsanların size saygısı ve güveni onlara yaptığınız iyi işlerle zamanla artacaktır. İnsanlar sizin yetenekli ve profesyonel olmanıza güveniyorlar ve bu servis için para ödüyorlarsa sizde bunun karşılığın vermelisiniz.
 

DÖVME SANATÇILARININ SAHİP OLMASI GEREKEN ETİKLER

 
Dövmecilik eşsizdir; çünkü onu mistik bir element yapan kalıcılık dövmeciliği ve dövmeyi diğer mesleklerden ayıran en önemli etkendir. Bu bazı insanları çekse bile bazılarını uzaklaştırabilir. Bir dövme bittiği zaman kolayca yok edilemez. Yapacağınız bir büyük hata sizin bu meslekte sonunuz olabilir. Müşterinin dövmesi sizin yeteneğinizin ölümsüz bir örneğidir ve sizin kartvizitiniz sayılabilecek bu eseri onlar hayatları boyunca üstünde taşıyacaklardır. Dövmenin kalitesi iş bilginizle, tekniklerle ve teknikleri kullanış yönteminizle doğru orantılıdır. "Pratik mükemmelleştirir” ayrıca doğru ekipman, pratik bilgi ve doğru tavırla yakın zamanda sektörde muhteşem bir yeriniz olur. Bütün bu eforlar sayesinde sonunda kendinize "dövme sanatçısı” diyebilirsiniz. Kendi eğitim ,bilgi ve araştırmalarımla kaleme aldığım bu makale,inceleme yazımla ,yıllardır malzeme dağıtımcısı ve piercing sanatçısı, aynı zamanda tattoo, piercing stüdyosu sahibi olarak ,meslek içinde yer almamın bana yüklediği misyonla, sorumluluk duyarak, sanata sahip çıkmak adına, dövmeyi geniş kitlelere doğru anlatmanın ihtiyacını hissettiğim içindir. Tüm sanatçı ve dövme severleri saygılarımla selamlarım.
 

DÖVME SANATINA DAİR…

 
Dövme, el işi gerektiren bir ustalık ve uzmanlık alanıdır. Çok uzun çağlardır insanlar dövme sanatına ilgi duymuş bedenleri bu sanat ile süslemişlerdir. Dövmenin tarihi ilk amerikan yerlilerine kadar uzanır. Dövme sanatını ülkemizde öncü olarak uygulamaya koyan hatta ilk dövme ustasını ülkemize kazandıran Golden Arrow potansiyelini şimdilerde dövme malzemeleri üzerinde yoğunlaştırmıştır ve bugün en büyük dövme malzemesi tedarikçileri arasındadır. Golden Arrow huzurlu ve steril ortamında her gün pek çok kişiyi dövme ustalığıyla tanıştırmaktadır. Müşterileri bu sanatı bedenlerinde sonsuzluğa götürmektedir. İstanbul Kadıköy’de Rexx Sineması karşısında bulunan dövme stüdyosunu henüz görmediyseniz mutlaka ziyaret ediniz. Müşterileri arasında ünlü futbolcular ve pek çok sanatçı bulunmaktadır. Sizde henüz dövme ile tanışmadıysanız alttaki linke dokunun. www.goldenarrow.com.tr
 

EN ÇOK SORULAN SORULARDAN BİRİ DE "CANIMIZ ÇOK ACIR MI?”

 
Dövme yapımı sırasında hissedilen acı kişiden kişiye göre değişkenlik göstermektedir. Bazı kişiler hissettikleri acının çok az olduğunu iddia ederken, bazı kişiler ise daha fazla acı hissettiklerini belirtmişlerdir. Bunun sebebi acı eşiğinin her kişide farklı olmasıdır. Acı (ağrı) eşiği, kişinin ağrı duygusunu hissedebilmesi için geçilmesi gereken minimum uyarı sınırı olarak tanımlanabilir. Kadınların ağrı eşiğinin erkeklerden daha yüksek olduğu bilinmekte ve bilim adamları bunu en iyi kadınların doğurgan olma özellikleriyle bağdaştırmaktadır. Bedensel acı eşiğiniz ne kadar yüksekse, acıya o kadar dayanıklısınız demektir. Dövme acısı dayanılmaz olmamakla birlikte, başlandıktan bir süre sonra bölgenin bir miktar uyuşması ve beynin bunu normal şart olarak algılamaya başlamasıyla hissedilen acıda da büyük ölçüde azalma olur. Hissedilen acı miktarı dövmenin yapılacağı yüzeye göre de değişir. Örneğin kemik üstü ya da ince deri üzerine yapılan dövmelere kıyasla, yağlı bölgelerdeki dövmelerin daha az acı verdiği bilinmektedir.
 

DÖVME SİLMEDE LAZER TEKNOLOJİSİ

 
Lazer ile dövme silinmesi günümüzde uygulanabilecek en iyi yöntem gibi görünüyor. Lazer ile dövme silmenin de artıları ve eksileri vardır örnek olarak lazer, siyah koyu tonları daha iyi tanıdığından daha iyi sonuç alınır fakat renkli tonlarda sonucun pek başarılı olmadığı da gözlemlenmiştir. Lazer ile en kolay çıkabilen renkler siyah ve çok koyu mavi renktir. Renkli (yeşil, kırmızı, turkuaz) dövmelerin çıkarılması zordur. Lazer, bazı renklere hassas, bu renkler tarafından tutulan yoğun bir ışın demetidir. Dövmeli alana gönderilen bu ışın demeti, tutulduğu renkleri içeren hücreleri tahrip ederek böylece pigmenti o bölgede tutan hücreleri parçalayarak dövme silikleşir. Dövmenin yapılış şeklide lazer ile silmede önemlidir. Amatörce yapılmış dövmeler lazerle daha zor silinir, çünkü pigment el ile cildin çeşitli ve daha derin katmanlarına işlenmiş olabilir. Lazer, dövme silmede belli bir derinliğe etki ettiğinden, çok derine işlenmiş pigmentlere daha az etki edebilmekte, Bu yüzden dövme uygulamalarında pigmentin doğru katmana işlemesini sağlayan profesyonel dövme ekipmanları ve makinaları kullanılmalıdır, Profesyonel olarak dövme malzemelerini Türkiye'ye getirip satan firma Golden ARROW dur. Malzeme satışında sektörün öncülüğünü yapan Golden ARROW dan malzeme ve boyalar konusunda teknik bilgilerde alabilirsiniz. Dövmeleri silmek üzere üretilmiş değişik lazer çeşitleri vardır.
 

Dövme Silmede Kullanılan Lazer Teknolojileri:

  • Q-Switched Ruby lazer
  • Q-Switched Alexandrite lazer
  • Q-Switched ND:YAG lazer
  • Versapulse lazerve Vasculight olarak sıralayabiliriz

DÖVME SİLDİRMEK İÇİN EN AZ KAÇ SEANS GEREKLİDİR?

Dövme silme işlemlerinde kaç seansta dövmenin silinebileceğini söyleyebilmek için, dövmenin rengine, büyüklüğüne, profesyonel ya da amatör olmasına, pigmentin ne derinlikte olduğuna bağlıdır. Sildirme işlemi yapılacak Dövme görülmeden kaç seansta silinebileceği, ne kadar silinebileceği konusunda tam net bilgi verilemektedir ve toplam silme ücretinin ne kadar tutacağında söylenememektedir. Lazer uygulamaları, yapılacak işlemin büyüklüğüne bağlı olarak 10-45 dakika sürer. Uygulamalar arasında 4-8 hafta bulunmalıdır. Bu süre, lazer ile yakılan pigment içeren hücrelerin vücuttan atılması için gereklidir. Bazı Vakalarda 4-5 uygulama yeterli gelirken bazı vakalarda 6-8 seans uygulama yapmak gerekebilir. Uygulama sonrası o bölgeye günde 2-3 kez yağlı ve antibiyotikli bir pomat sürülür. Yıkamada ise havlu ile bastırılıp kurutularak tahriş edilmesi önlenilmelidir.
DÖVME NEDİR?
Dövme Türk Dil Kurumumuzda "Vücut derisi üzerine iğne vb. sivri bir araçla çizilmek ve içine renk veren maddeler konulmak yoluyla yapılan yazı veya resim." olarak açıklanmıştır. Sözlükte dövme bu şekilde geçer fakat yeterli değildir. Bizlere göre ; Dövme vücuda uyumlu boya maddelerinin bu iş için üretilen cerrahi metal cihazlarla insan vücudu üzerine işlenen motif yada desendir. Dövme kimi zaman bir harf, bir isim ya da bir sembol olarak karşımıza çıkar. İnsanların dövme yapma amacı belki duygularını dışa vurum belki de süs ya da gösteriş amaçlıdır. Ama dövmenin çok eski zamanlardan beri insanoğlunun kendini ifade etme sanatı ya da yöntemi olduğu kesin.
KULLANILAN MALZEMELERİN DÜNYA HİJYEN STANDARTLARINDA OLMASINA DİKKAT!
Dövme makinesi ve bütün parçaları paslanmaz cerrahi çelik olmak zorundadır. İğneler de aynı metalden üretilmeli ve tek kullanımlık olmalıdır. Dövme yaparken kullanılan pota ve eldivenlerde tek kullanımlıktır. Gerçek dövme boyaları Dünya Sağlık Örgütünden (WHO) onaylı ve vücuda uyumluluğu test edilmiş ve onaylanmış boyalardır. Bazı kişiler sağlıklı dövme boyası yerine rapido, dolmakalem mürekkepleri kullanırlar. Bunlardan kesinlikle uzak durmanız gerekmektedir. Dövme yaptırırken mutlaka hijyenik stüdyolar ile çalışılmalıdır.
4000 YIL ÖNCESİNE AİT DÖVME MALZEMELERİ KALINTILARI
Günümüzde yapılan kazı vb. çalışmalarda çok eski zamanlara ait insanların toprak altındaki kalıntılarında, vücutlarında dövme olduğu ortaya çıkmıştır çoğu kez. Örneğin: Mısır mumyalarında çoğu kez dövmeye rastlandığı belirtilmektedir. O dönemde insanlar dövmeyi bir statü sembolü olarak kullanmalarının yanı sıra, dövmenin onları kötü ruhlardan, hastalıklardan, büyülerden koruduğuna inanırlarmış. Günümüzde ise simgesellikten öte vücut estetiği olarak görülmektedir dövme. Avrupa dilleri, dövme karşılığı olan tattoo sözcüğünü Tahiti dilindeki tautau’dan almıştır. Dövme 20. yüzyılın başlarından sonra, özellikle denizciler arasında yaygınlık kazandı. Romantik duyguları, yurtseverliği ya da dindarlığı belirtmek amacıyla dövme yaygın olarak kullanıldı.. İnsanlık tarihi kadar eski bir gelenek; Dövme. İlk çağlarda kabileleri birbirinden ayırmak için yararlanılmış dövmelerden. Bazen de kişinin hangi sınıf ve aileden olduğunu belirleyen bir damga niteliğini taşımış. Sonraları insanları hastalıklardan koruduğuna inanılmış… Tılsımlı olduğuna inanıldığı dönemlerde ise insanların dövmelerden olağanüstü sonuçlar, etkinlikler beklemişler. İlkel toplumlarda koruma amacıyla yapılan dövmeler Avrupa’da yeniden ortaya çıktığında bu kez denizciler tarafından değişik görünmek maksadıyla uygulanmaya başladı. Genellikle her toplumda rastlanabilen dövmenin günümüzdeki amacı bedeni süslemek ve daha çekici göstermek yatıyor. Günümüzde önceleri sıra dışı olmanın bir göstergesi olduğu düşünülen dövme ve piercing artık her kesimden ve her yaş gurubundan ilgi gören ve trendi günden güne yükselen bir hal almıştır. Bugün Türkiye'de bir veya birden çok dövme yaptıranların sayısı giderek artmaktadır.
TARİH ÖNCESİ DÖVME DESENLERİNİN ANLAMLARI VE YAPILMA AMAÇLARI
Dövme, kimi zaman bir harf, bir isim ya da bir sembol olarak karşımıza çıkar. İnsanların dövme yapma amacı belki duygularını dışa vurum belkide süs ya da gösteriş amaçlıdır. Ama dövmenin çok eski zamanlardan beri insanoğlunun kendini ifade etme sanatı ya da yöntemi olduğu kesin. Hintliler, Japonlar, Amerika Yerlileri ve Afrika'daki bazı kabileler dövmeyi bir süs olarak yaparlar. Bazı topluluklarda dövmenin hastalıklara ve kötülüklere karşı koruyucu olduğu inancı da yaygındır. Bazı toplumlarda dövmenin yapılış amaçlarından biri de kişinin ait olduğu grubu belirtmek ya da yaşadığı topluluk içindeki konumunu göstermektir. Dövme yapma geleneği hayli eskidir. İÖ 2000'lerde Eski Mısır toplumunda dövmenin yapıldığı mumyalardan anlaşılmıştır. Mısırlıların dışında Britonların, Galyalıların ve (X)Trakların da dövmeleri vardı. Eski Yunanlılar ve Romalılar, "barbarlara özgü bir uğraş" saydıkları dövmeyi suçlulara ile kölelere yaparlardı. Hıristiyanlık inancında dövme yasaklanmıştı. Buna karşın ilk Hıristiyanlar, bedenlerine Hz. İsa'nın adını ya da haç desenleri taşıyan dövmeler yaptırmışlardır. Aradan yüzyıllar geçince Avrupalılar dövmeyi unuttular. 18. yüzyıl sonlarında denizaşırı gezilerde Amerika Yerlilerinde ve Polinezyalılarda dövmeyle yeniden karşılaştılar. Dövme 20. yüzyılın başlarından sonra, özellikle denizciler arasında yaygınlık kazandı. Romantik duyguları, yurtseverliği ya da dindarlığı belirtmek amacıyla dövme yaygın olarak kullanıldı ve günümüzde de kullanılmaktadır. Ama hijyene önem verilmediği ve AIDS gibi bazı hastalıkları bulaştırdığı gerekçesiyle Birçok ülkede dövme yapmaya yasal sınırlamalar ve standartlar getirilmiştir.
GÜNÜMÜZDE VÜCUT SÜSLEME VE DÖVME SANATI
Günümüzde dövme özellikle Avrupa da çok yaygındır. Dövme kentsel yaşamda, özellikle gençler arasında giderek daha fazla popüler olma yolundadır. Dövmenin genel amacı dışarıdan bakıldığında estetik ya da süslenme olarak görünse de altında sosyo-psikolojik nedenlerde yatmaktadır. Aslında dövme yaptırma isteğinin altında insanlara kendi kişiliği hakkında mesaj vermek, etkilemeye çalışmak, diğerlerinden farklı görünmek, gençlerde kendini kanıtlama ya da dikkat çekmek şeklinde gözlenebilir. Günümüzde yapılan kazı vb. çalışmalarda çok eski zamanlara ait insanların toprak altındaki kalıntılarında, vücutlarında dövme olduğu ortaya çıkmıştır. Buda yüzyıllar öncesine dayanan dövmenin moda olmaktan ziyade sosyolojik bir olgu olduğunu göstermektedir.
DÖVME YAPTIRMADAN ÖNCE BİLİNMESİ GEREKENLER VE STERİLİZASYON
Dövme yaptırmayı düşünüyorsanız ilk olarak ele alacağınız konu hijyen olmalıdır. Malum günümüzde yeni yeni hastalıklar türüyor ve bunlar kana karışarak insan vücuduna bulaşıyor ve insan hayatını bir anda alt üst edebiliyor. Nerede dövme yaptırmaya karar vermeniz için en önemli kriter yaptıracağınız yerin sterilizasyon'a ne kadar önem verdiğidir. Olması gereken koşullar nedir diye sorarsanız size en önemli 3 sterilizasyon önlemi olarak şunları söyleyebiliriz: iğnelerin değişmesi, makine uçlarının sterilize edilmesi ve kullanılan boya kaplarının tekrar kullanılmaması. Bu 3 etken çok önemlidir. Sterilizasyon aşamasını geçip dövmeyi yaptıracağınız stüdyoyu doğru seçtikten sonra bunu unutmamalısınız ki yaptıracağınız dövmeyi ömür boyu vücudunuzda taşıyacaksınız. Günümüzde lazerle dövme sildirme işlemi yapılsa da gerektiği kadar verim alınamamakla birlikte maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirtmek isteriz. Bu sebepten ötürü dövme yaptırmaya kesin karar vermeli, ne yaptıracağınızı ve vücudunuzun hangi bölgesine yaptıracağınızı iyi düşünüp karar vermeniz gerekmektedir. Ayrıca ergenlik döneminde insanların kararsız ve heyecanlı bir kişiliği olmasının yanında vücut gelişimlerinin tam olarak tamamlanmadığı için bu dönemde dövme yaptırmak pek mantıklı değil. Çünkü ergenlik döneminde vücut gelişir, deri üzerindeki dövme de bu gelişim evresinde şekil ve görünüm kaybına uğrayabilir. Dövme yaptırmadan önce çoğu kişinin aklına dövmenin günah olup olmadığı konusunda bir soru işareti gelir.
DİNLER ÜZERİNDE DÖVMENİN YERİ VE "DÖVME GÜNAH MI?”
Dini anlamda yapılan dövmeler İsa Peygamber zamanında karşımıza çıkıyor. Roma İmparatorluğu döneminde ise dövmeye yasaklama getiriliyor. Ve dövme 100 yıl kadar önce Avrupa'da yeniden ortaya çıkıyor; bu kez süsleme sanatı olarak… Dövmenin islam dinince haram - günah olduğunu ya da dövme yaptıran kişinin abdesti olmayacağını söylerler. Dövmenin abdest konusunda bir sorun teşkil etmediğini çok açık ve net bir şekilde belirtebiliriz. Çünkü; dövme derinin dışına değil, içine yapıldığından, abdeste, gusüle ve ibâdete mâni teşkil etmez. Çünkü abdestte ve gusülde farz olan, derinin dışını yıkamaktır. Dövmenin islam dinince haram - günah olma konusunda Prof. Dr. Süleyman ATEŞ'in daha önceden Vatan gazetesinde yayınlanan köşesinde bir okurunun sorusuna cevap vererek yanıtlamıştır, şöyle ki: " Dövme Kuran'da geçmiyor. Bunun günah olup olmadığını nasıl öğreneceğim ? yada bunu günah olduğu nerede yazıyor ? Eğer bunu kötü amaçla yaptırmadıysam, bundan sonra namazıma Kuran okumaya devam edemeyecek miyim ? İnsanların bu konuda yanıldıklarını nasıl anlatacağım ? Prof. Dr. Süleyman ATEŞ; Dövme Kuran'da geçmez. Kuran'da Allah'ın yaratışını, doğal durumu değiştirmenin şeytan işi oldu belirtilir. İşte bu doğalı değiştirme konusunda Kuran tefsircilerinin çeşitli yorumları vardır. Tefsirciler, Nisa süresindeki bu ayeti açıklarken bazı Hadis'ler ( Peygamber'e nispet edilen sözler ) aktarırlar. Bu rivayetlerden birinde Hz. Peygamber'in kaşlarını inceltene, yüzünün kıllarını çekene, Dövme yapana ve yaptırana lanet ettiği belirtilir. Fakat bu, bir kişinin rivayetidir. Gerçekten Peygamber'in Böyle söylediğine şahsen ihtimal vermiyorum. Çünkü bu rivayet Kuran'a aykırıdır. Kuranda Peygamber'de insanları süslenmeye, güzel görünmeye teşvik etmektedir. Yüzünün kıllarını çekmek, kaşlarını inceltmek kadınların vaz geçemeyeceği Bir makyaj ve süslenme türüdür. Bilindiği gibi süslenmede zamana ve bölgelere göre değişir. Dövme İslamda mekruh ( hoş olmayan bir şey ) kabul edilir ama Kuran'ın haram saydığı, yapanların ve yaptıranların günahkar olacağı eylemlerden değildir. Hiçbirşey ibadete engel olamaz. İbadette önemli olan gönülden Allah'a yönelmektir. Abdesttinizi alınız, namazınızı kılınız, dualarınızı yapınız. Allah ile bağlantınızı kesmeyiniz. İşte gerçeği öğrendiniz. Siz gönlünüze bakınız, Allah ile kul arasında aracı yoktur. Peygamber'imiz " Önce kendi vicdanınıza danışınız" buyurmuştur.
DÖVME SONRASI BAKIM NASIL OLMALIDIR?
İyi bir dövmeye sahip olmak için ilk adım olan iyi bir sanatçıya dövmenizi yaptırmak kadar yaptırdıktan sonra bu çalışmayı korumakta - bakmakta çok önemlidir. Çünkü dövmenize ne kadar bakarsanız o kadar dikkat çeker, daha iyi görünür. Dövme yapıldıktan sonra ilk 1 hafta yapılan bakım çok önemlidir. Dövme çalışmasını takiben 3 gün süreyle yüzeyin suyla temas etmemesi en önemli kuraldır. Dövme iğneleriyle tahribata uğrayan cildiniz bu dönemde her türlü enfeksiyona açık olur. Her ne kadar bir yara olarak görünmesede o bölgeye yaralıymış gibi özen göstermeniz gerekir. Çünkü küçük iğne darbeleri ile kanama ve ödem oluşmuş bu alanı vücut yara olarak algılayıp iltihabı savunma hücreleri ile onarıma geçiyor. Dolayısı ile iyi korunmadığında her yarada olabileceği gibi bu bölgenin de enfekte olması riski fazla. Enfekte olan dövme istediğiniz görüntüden sizi uzaklaştırır. Suyla temas, hasarlı bölgede açılma oluşturabileceği gibi, su içindeki olası mikropları da taşıyabilir. Bu nedenle en az üç gün sudan olabildiğince koruyun. Bunu en iyi yolu, antibiyotikli bir merhemi dövme alanına yoğun bir şekilde sürmek ve 3-5 gün süre ile üzerini hafifçe sarmak. Bu işlemi günde üç kez tekrarlamalısınız. İlk haftadan sonra sargı kullanmadan merhem sürme işlemine devam edebilirsiniz. Yaranız artık iyileşmeye başladı. Bu süre yara (dövme) büyüklüğüne, ve vücut yapınızın özelliğine bağlı. Yaranın iyileşmesi kabuklanma ve kabuk atma şeklinde olacaktır. Her merhem sürme işleminde merhem ile birlikte kabuklar da yavaş yavaş çıkacaktır. Bu nedenle kuvvet uygulayarak, kopararak kabukları soymaya çalışmayın. Bu süre içinde yara kabuğunun gerilmesine bağlı olarak o bölge derisinde gerilme kaşınma olabilir. Bir ay süresince güneşle direkt temas etmemesine özen göstermeniz gerekli. Çünkü dövme yaptırdığınız bölge vücuttan daha koyu renkli ve hala daha hassas. Dolayısıyla güneş ışığından daha fazla etkilenecek, bu da rengin solmasına, henüz tam iyileşmemiş cildinizin hasar görmesine yol açacaktır. Bir ay sonunda artık gururla dövmenizi arkadaşlarınıza gösterebilirsiniz. Ancak unutmayın; iyi bir dövme için bakım sürekli olmalı. Tıpkı cildiniz, saçlarınız gibi. Dövme yapılan bölgeyi iyi nemlendirir, güneşe karşı iyi korursanız her zaman ilk yapıldığı andaki gibi canlı kalacaktır.
DÖVME SİLME İŞLEMİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Dövme sildirme işlemi; artık yıllar önce yaptırdığınız, görmekten sıkıldığınız ya da çeşitli sebeplerden ötürü dövmenizi sildirmek isterseniz bunun kolay bir yöntemi var. Lazer ile dövme sildirmek için kışın güneşin az göründüğü günler çok ideal. Eskiden klasik yöntemle yani deri soyularak dövme çıkarılmaya çalışılırdı fakat lazer ile dövme sildirme işleminde anestezi gerekmezsizin acısız bir şekilde 3-4 seansta dövmenizden kurtulmanız mümkün. Eski yöntemler çok acı verdiğinden anestezi altında deri soyulur ve uzun süre kapanmayan yaralar ve bununda sonrasında izler oluşurdu. Lazer ile dövme sildirme işlemi anesteziye gerek duyulmadan, seanslar arası 4-6 hafta ve her seans süresi 10 dakika ile 1 saat arası değişen seanslarla yapılır. 3-6 seansta istenmeyen dövmelerinizden tamamen kurtulmanız mümkün olur. Bu işlem için en uygun mevsim kış mevsimidir, çünkü dövme sildirme işleminin yapılacağı yüzeyin güneşten uzak tutulması gerekir. Lazerle dövme sildirme işlemine başlamadan önce konuyu uzman bir doktor ile görüşerek tedavi süreci hakkında detaylı bilgi almanız gerekmektedir.
İYİ BİR DÖVME KALİTELİ MALZEMELER GEREKTİRİR
Bir ata sözü ile konuya başlamakta fayda var "Eğri cetvel ile doğru çizgi çizilmez." Bu bakımdan kaliteli dövme yapmanın olmazsa olmazı kaliteli malzeme kullanmaktan geçer. Golden Arrow dövme malzemelerini Amerika ve Avrupa’nın seçkin firmalarından itina ile seçerek ithal etmektedir. Bu ürünler insan vücudunda herhangi bir alerjik reaksiyon ve problem yaratmaya organik boyalar ve tek kullanımlık dövme iğnelerini de kapsayan büyük bir koleksiyonu bünyesinde barındırır. Tüm Golden Arrow dövme malzemeleri Golden Arrow ’un yüzde yüz müşteri memnuniyeti garantisi ile satılmakta ve kullanılmaktadır. Golden Arrow stüdyolarında çalışan dövme sanatçıları Avrupa Dövmeciler Birliği Üyesi Türkiye’de isim yapmış ve kendini kanıtlamış sanatçılardır. Dövme sanatçısı yaptığı işle size ömür boyu taşıyacağınız ve ölünce yanınızda götürebileceğiniz tek objeyi vücudunuza işlemektedir. Bu yönüyle bakarsak yaptığımız işin ciddiyeti daha iyi ortaya çıkıyor sanırım. Gazeteci Pelin Çini'nin Beyeneceğinizi umduğumuz Makaleleri Çini Mürekkebi..
AYRILIK SONRASI ERKEK PORTRELERi
"Sevinçten deve kesen de var, korkudan Facebook listesine saldıran da.." Ayrılığın da doğru bir yolu yordamı olmalı. "O kadar mutluyum ki, deve kessem yeridir!” cumartesi sabahının bir kısmını bu sevimsiz cümleyi tekrar tekrar okuyup anlamaya çalışarak geçirdim. Hayvan sever, daha doğrusu dört bacaklı her şeyi iki bacaklılara tercih eden biri olduğumdan cümledeki devenin beni ne derece rahatsız ettiğini söylememe gerek yok. Ama konumuz cümlenin içindeki değil, onu sarf eden. Şöyle ki: Lemi Gülman boşanmak için yanıp tutuştuğu 17 yıllık eşinden sonunda ayrılmış. 3.5 milyon lira tazminat ödemesi gerekiyor ama bu onun için ‘vız gelir tırıs gider’ olmalı ki yazının başındaki o şahane cümleyle duygularını özetlemiş. Bilmeyenlere açıklayayım: Gülman 4.5 yıldır boşanmak için mahkeme salonlarını aşındırıyor ama bu süre zarfında kendine yeni bir hayat kurmayı da ihmal etmedi. Spiker Ece Özbek ile beraber. Özbek’ten bir de oğlu var. Ne diyelim Allah mesut etsin etmesine de o cümle ne olacak? "Söz uçar yazı kalır” ya hani... Merak ettiğim bir diğer şey de şu: 17 yıl boyunca iyi kötü bir hayatı paylaştığı eşinden ayrılınca bu şekilde sevinen bir adamla yeni bir hayata başlamak, belki de onun ‘yeni eşi’ olmak nasıl bir his acaba? Özbek hiç düşünmüyor mudur "Acaba benden ayrılınca ne kesecek bu adam diye?” İki Sene Sonra "Delete" Bu, uzun zamandır size anlatmak istediğim bir hikâye. Ancak çok yakın bir arkadaşımın başına geldiği için ve kendisi olan biteni unutmak için zamana ihtiyaç duyduğundan bekledim. Neyse ki artık çok iyi, büyük bir hatanın eşiğinden döndüğü için mutlu bile. O nedenle anlatabilirim. Efendim konumuz ayrılık ve Facebook. Daha doğrusu bir ilişkinin bitişinin Facebook üzerindeki yansımaları. Arkadaşım yaklaşık iki yıldır birlikte olduğu ‘adam’la ayrıldı. Adam kelimesini tırnak içine alıyorum, zira öyle olduğundan feci şekilde şüpheliyim. Neyse, bu kişi kızımızı bir anda, ortada hiçbir neden yokken, hatta her şey çok güzel, tozpembe giderken bırakıverdi. Ağlayarak, "Aşkım, canım” diyerek bıraktı üstelik. Kendini açıklamak için kurduğu ve zırvadan öteye geçemeyen uzun ve süslü cümlelerini yazmaya gerek görmüyorum. Özet olarak korktu kaçtı, ilişki ciddileştiği, ufukta evlilik belirdiği an paçaları tutuştu. Üstelik korkusu o kadar büyüktü ki eve gider gitmez kızı ve ortak tanıdıklarının hepsini Facebook’undan sildi. "Ne yani evlilikten korkmak da mı suç?” diye celallenen sevgili okuyucu. Tabii ki hayır. Bence evlilik zorunluluk ya da ilişkide varılması gereken bir ‘son durak’ değil. Ama her şeyin doğru bir yolu yordamı yok mu? İki yıl gibi bir süreyi iyi kötü birlikte geçirdiğin, yalandan da olsa hayaller kurduğun kadına zaman tanımadan, onun durumu anlamasına izin vermeden ‘delete’ tuşuna saldırmak ‘adam’lık mı? Sorarım size, Sorarlar ‘adama’! Özge Uzun ile bundan birkaç sene önce bir röportajda tanıştık ve arkadaş olduk. Dışarıdan fazlasıyla ukala gözüken, 1.80′lik sarışın beni epey şaşırtmıştı.Onun sabahın köründe haber sunarken ki ciddiyetine aldanmayın yani. İki dakikada bir kahkaha patlatan, çok komik, esprili ve tatlı bir kadındır kendisi. Özge’nin sırtında oğlu Dağhan’dan esinlenerek yapılmış bir melek figürü olduğunu biliyordum ancak geçen hafta meleğin yanına bir lotus çiçeği kondurdu. Yeni dövmesiyle ilgili "Lotus da benim gibi her zor koşula rağmen açabilen, savaşçı bir çiçek.” diyor. Bu Dövmem Hayat Mücadelemi Anlatıyor.. Özge Uzun ile bundan birkaç sene önce bir röportajda tanıştık ve arkadaş olduk. Dışarıdan fazlasıyla ukala gözüken, 1.80′lik sarışın beni epey şaşırtmıştı.Onun sabahın köründe haber sunarken ki ciddiyetine aldanmayın yani. İki dakikada bir kahkaha patlatan, çok komik, esprili ve tatlı bir kadındır kendisi. Özge’nin sırtında oğlu Dağhan’dan esinlenerek yapılmış bir melek figürü olduğunu biliyordum ancak geçen hafta meleğin yanına bir lotus çiçeği kondurdu. Yeni dövmesiyle ilgili "Lotus da benim gibi her zor koşula rağmen açabilen, savaşçı bir çiçek.” diyor. Sırtına bir lotus çiçeği yaptırdın. Bu ikinci dövmen. Bu desen nereden aklına geldi? İlk dövmem oğlumun uyuyan bir melek şeklinde tasviriydi. 3 yıl önce yaptırmıştım. Uzun zamandır içim kıpırdanıyordu ama ben ince eler sık dokurum. Bir ömür benimle olacak bir şeyden bahsediyoruz. Lotus çiçeğini biliyordum ama anlamını okuyup incelediğimde işte bu dedim. Lotus yeryüzü tarihinin ilk açan çiçeği. Bu nedenle de bazı uygarlıklarca kutsal kabul ediliyor. Bir kişi zor hayat koşullarından geçerek harika şeyler elde edecektir, aynı çamurda açan lotus çiçeği gibi. Beni anlatıyor. Suyun karanlığında kendiliğinden köklenir, ışıkla olgunlaşır ve sonunda başını sudan çıkararak havaya ulaşır. * İlk dövmen de sırtında. Bu bölgeyi tercih etmenin özel bir nedeni var mı? Aslında sıkılmak değil de gördükçe canın yeniden dövme yaptırmak istiyor. Çok göz önünde olmasını da istemiyorum. Bir de tabii işim dolayısıyla çok görünen bir yere, elime koluma yaptıramam. * Haber sunmak "ciddi” bir iş. Ekranda da hem samimi hem de ciddisin. Dövmeler biraz da bilinmeyen bu halinin yansıması mı? Ekranda samimiyet ve ciddiyet arasında gidip gelen bir halim var. Sabah haberlerini sunuyorum. Bir yandan da ciddi olmalıyım çünkü çok ciddi hatta can acıtıcı haberler de sunmak durumundayım. Dövmelerim de o senin tanıdığın Özge’nin dışarı çıkışı bir anlamda. Dışarıdan soğuk gözükürüm, İskandinav tipiyim ama içim eğlencelidir. Hem bir gün elime ya da daha görünen bir yere de dövme yaptırmak isteyebilirim. Kovulur muyum? sanmam. * Dövmecin kim? kime gidiyorsun? Dövmecim Ankara’da Yiğit Durak. Bu ismi bir yerlere kaydedin. Aslında kardeşimin yakın arkadaşı. İlk dövmesini 16’sında yaptırmış ve aşık olmuş bu işe. Eş dost derken şimdi Ankara’da Stüdyo Allegro içinde Spider 13 adıyla hizmet veriyor. Melek dövmemi de o yapmıştı. Temiz, hijyenik ki bu çok önemli, sertifikalı ve bu işi çok iyi biliyor. Ona güveniyorum. Dövme Sildirmek En Az Dört Ay Sürebilir.. Dövmelerinden sıkılmadın mı? sildirmeyi düşünmüyor musun?” bu en sık duyduğum sorulardan biri. Vücudunuzda sayıca çok ve büyük dövmeler varsa insanlar sıkılmanızı bekliyorlar. Ancak uyarayım: Dövmeyi yaşam felsefesi olarak görenleri acayip sinir eden bir sorudur bu. Bol desenli bir arkadaşımın cevap olarak "Peki, sen bacaklarından sıkıldın mı? Kestirecek misin?” dediğini anımsıyorum. O derece yani! Ama yine de dövme yaptırmak kadar dövmeyi sildirmek de mühim ve meraklıların bilgi sahibi olması gereken bir konu. O nedenle Çini Mürekkebi’nin konuğu Doktor Alper Gül. Kendisinin Nişantaşı’nda bir kliniği var ve her ay 80’e yakın dövmeyi lazerle yok ediyor. * Dövme son 10 yılda Türkiye’de hızla popülerleşti. Sizin hasta sayınız da aynı oranda artmıştır herhalde… Ayda 70-80 dövme siliyorum. Havalar ısınınca talep artıyor ancak bu, zaman gerektiren bir süreç. İlkbaharda başlayayım, yaza dövmem yok olur diye bakmamak gerek. Minimum dört ay lazım. Başvuruların arttığı diğer zaman da bazı meslek gruplarının (hostes, güvenlik görevlisi) ve bazı okulların (askeri okullar, polis meslek okulları) sınav dönemleri oluyor. "Birbirlerinin adını sildirmek için bana geldiler, burada barıştılar” En çok Hangi Dövmelerden Kurtulmak İstenir? En çok isim yazdıranlar geliyor. Bu grup çok aceleci oluyor, hemen silinsin istiyor. Bir keresinde yüzük parmağındaki ismi sildirmek için gelen bir hastamın ayrıldığı nişanlısının da bana başvurduğunu anladık. Bekleme odasında da karşılaşıp barıştılar. Sildirme işlemi yarım kaldı. Bir de dövme yaptırırken sık gördüğünüz bir yeri seçmemenizde fayda var. İnsanlar en çok el, kol, karın gibi göz önünde olan bölgelerdeki dövmelerden sıkılıyor. Sırtındakini, belindekini, omuzun dakini sildiren az., Lazer Dışında Dövme Silme Yöntemleri... Dövme silmek için birçok yöntem denendi. Kimyasal asitlerle cildin üst bölgesi yakıldı, ten rengi boyalarla o bölge yeniden boyandı, hatta operasyonla dövme kesilerek çıkartıldı. Tüm bunların sorunu kalıcı izler bırakıyor olmalarıydı. 1990’lardan beri kullanılan medikal lazer en risksiz uygulama. Basitçe anlatmam gerekirse, lazer enerjisi ile dövmeyi oluşturan boyaların cilt içerisinde parçalanmasını sağlıyoruz. Küçük parçalara ayrılan boyalar cildin kendisi tarafından dışarı atılıyor. Dövme Sildirme Acı Verivi ve Pahalı Bir Yöntemmidir? Hastalarım sildirmenin daha az acı verdiğini söylüyorlar. Bu, dövmenin cinsine ve bulunduğu yere göre de değişiyor. Yoğun boya taşıyan dövmeleri silerken daha çok acı hissediliyor. Göğüs üstü, iç bilek ve parmak üstü gibi sinir iletiminin yoğun olduğu yerlerdeki desenleri silerken daha çok acıyor. Renkli Dövmeler Daha Zormu Silinir? Dövmenin siyah olması başarı oranını artırıyor. Renklilerde iz kalabiliyor; kırmızı, sarı ve yeşil renk boyayı lazerle etkileme gücümüz az. * Mesela 10 cm’lik bir dövme için kaç seans gerekir? Dövme boyutu seans sayısını değil süresini ve maliyetini etkiliyor. Şöyle ki: Küçük bir dövmenin seans süresi 10 dakika iken büyük boyuttaki dövmede uygulama 40-50 dakika sürebilir. Ama her iki durumda da ortalama dört seansta başarı sağlanır. Can Bonemo "Şu Sıralar Vücüduma Kazıtacak Kadar Önemli Birşey Yok.." Can Bonemo soyadı kadar farklı giyim tarzı, müziği ve dövmeleriyle de dikkat çeken bir isim. Biz de bu güler yüzlü ve hoşsohbet adamla vücudunda taşıdığı dövmeleri ve onların hikayelerini konuştuk * En sevdiğiniz dövmeniz hangisi? Onları birbirlerinden ayırmak zor ama sanırım göğsümdeki güneş dövmesi favorim. Hem ilk dövmelerimden biri olduğu için hem de annemin adı diye seviyorum. * Hangi sanatçı ile çalışıyorsunuz? İzmir’de Hidayet adında bir arkadaşım yapıyor dövmelerimi genellikle. İstanbul’da ise Lucky Hands Studio’da Denizhan var. Çok yetenekli bir adam. * Dövmenin modası olur mu sizce? Dövmelerini takip ettiğiniz birileri var mı? Ya da sizinkilerden birini bir başkasında görseniz ne hissedersiniz? Modası olur mu bilemem ama ünlü insanların daha doğrusu göz önündeki insanların bu konuda öncü oldukları bir gerçek. Mesela bende Frank Sinatra’nın dövmesi var. Çok sevdiğim için yaptırdım. Rahmetli görse ne derdi bilemiyorum tabii. Benim dövmelerden birini başkasında görsem de çok hoşuma gider. Gururum okşanır. Vücudunda Kaç Dövme Var?... 17 adet dövmem var. Sırayla hepsini sayamam sorsan. Yazı formatında cümleler, bir adet semazen ve iki robot taşıyorum kollarımda. Elimde üç kalın çizgi var. Bu, pagan müzisyenlerin enstrümanlarının üzerine kazıdıkları bir desen. Bunun onları ilham tanrısına yakınlaştırdığına inanıyorlarmış. * İlk dövmenizi ne zaman yaptırdınız? 17 yaşında. Sol kolumun iç kısmına Bonomo, ardından da sağ elimin üzerine Romeo yazdırmıştım. Sonra Romeo’yu başka bir dövme ile kapattırıp çekiç balığı dövmesi yaptırdım. * 17 iddialı bir sayı. Dövme yaptırmaya devam edecek misiniz? Dövme "Bu kadar yeter artık yahu” diyebileceğiniz bir şey değil. Ya da dövmeden bahsederken "Şurası eksik, bu desenle tamamlayayım. Buraya da bu lazım” diyemezsiniz. Dövme değerli bulunan şeylerin ölümsüz olması için vücuda kazınması. Bu aralar hiçbir şey o kadar önemli gözükmüyor gözüme. Bulursam yaptırırım tabii ki. * Dövmelerinizle ilgili en sık duyduğunuz soru hangisi? Klasik sorular var tabii. "Acıyor mu? Ne zaman yaptırdın?” gibi ama benimkilerle ilgili insanların en çok merak ettikleri şey anlam oluyor. "Ne anlama geliyor?” ile bayağı uğraşıyorum. Gökçe Korkmaz "Erkek müşterilerim hiçbir kadın canımı bu kadar yakmamıştı diyorlar.." Bugün Milliyet’in ana sayfasında bol dövmeli güzel bir kadının fotoğrafına rastlamış olabilirsiniz. Kendisi Gökçe Korkmaz. Türkiye’nin en dövmeli kadınlarından biri. 20 küsur deseni var. Ayrıca dövme sanatçısı yani dövme yapıyor. Bu da ülkemizde tek tük rastlanan bir durum. Korkmaz ile buluştuk ve Maneki Neko ile güzel bir çekim gerçekleştirdik. Röportajın devamını aşağıda okuyabilirsiniz. Vücudunda 20 dövme bulunan ve bu nedenle de tanıdığım en ‘desenli’ kadınlardan biri olan Korkmaz(27) İzmir’de yaşıyor, orada bir stüdyosu var ama müşterilerinin ısrarına dayanamamış olacak ki İstanbul’a göz kırpmaya başladı. Ayda bir buraya gelip İstanbullu dövme severlerle buluşmayı planlıyor. Geçtiğimiz hafta Taksim’deki Golden Arrow 212 Tattoo’daydı. Biz de yanıbaşındaydık. * Vücudunda 20 dövme var. Benim tanıdığım en dövmeli kadınlardan birisin. Nasıl başladı bu sevda? Yıllarca MTV ve blue jean dergisinin takipçisiydim, beğendiğim tüm starlarda dövme vardı. Kafamda kendi imajımı oluştururken onlardan etkilendim, onlar gibi olmak istedim ve 16 yaşında ilk dövmeyi yaptırdım. Tabii ki büyük bir hataydı. Katalogtan öylesine bir desen seçmiştim. Sonra üzerine başka bir şey yaptırdım. Bu yüzden bugün stüdyomda 18 yaş altı kimseye dövme yapmıyorum. Erken yapılan dövmelerden genellikle sonradan pişman olunuyor. Dövmelerinden bahsedelim. Neren de ne desen var? İlk yaptırdığım dövmelerin çoğu cover-up oldu yani üzerine başka desenler geldi. Genel anlamda hayata bakış açım ve benim için önemli şeyleri sembolize eden dövmelerim var. Tek tek saymak uzun sürecek ama bir özet geçeyim: Omuzumda bulutlar, şimşekler arasında yoluna devam eden bir gemi var. Altında "Stay Strong” ("Güçlü Kal”) yazıyor. Kolumda üçüncü göz figürü var. Bir dirseğimde ise nal ve gül motifleri var. Nal şans getirir. Hemen altında ise bir dövme makinesi deseni var, makinenin etrafında bir kuşak var ve üzerinde "Passion” ("Tutku”) yazıyor. Vücudumda taşıdığım desenlerden biri de bir çift kiraz ve kalp figürü içinden çıkan kırlangıç. Kırlangıcın ağzında iki kalp ve ve altlarında "Mom&Dad” ("Anne ve baba”) yazıyor. Bu dövme benim için çok özel çünkü ailemden uzak olduğum bir dönemde annemin doğum gününde yaptırmıştım. Bunların dışında parmaklarımın üzerinde "Stay True” ("Doğru Kal”) yazıyor. Bacağımda bir kırlangıç, etrafında güller var. Diğer bacağımda ise çok değer verdiğim birinin portresini bulunuyor. * Senin dövmeci olma hikayen de çok enteresan.. Tesadüfen hatta pat diye başladım desem yeridir. Bundan on yıl önce galiba, İzmir Dikili’de sahilde yürüyordum arkadaşlarımla. Biri arkamdan "Bakar mısın? Bir dövme yapar mısın?” dedi. Vücudumdaki dövmelerden yola çıkarak beni dövmeci zannetmiş. O sırada bulunduğumuz yerde bir geçici dövme standı vardı. Pat diye girdim içeri ve sanki kırk yıllık dövmeci gibi başladım çizmeye. Dört yıl birlikte çalıştık ve o geçici dövme standını devam ettirdik. Bu arada bende kalıcı dövme yapma isteği başladı tabii. Babam elektrik elektroniğe çok meraklıdır. Bana küçük motorlu tek kullanımlık dövme makineleri üretiyordu, ben de hobi olarak dövme yapıyordum. Üniversitede çizim üzerine eğitim alınca da işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim. Şimdi İzmir’de bir stüdyom var. * Daha önce de konuşmuştuk. Müşterilerinle nasıl olaylar yaşıyorsun anlatsana. Kadın olduğunu görünce tedirgin olanlar var mı? Ya da haddini aşan müşteriler oluyor mu? Kadın Dövmeci olmak komik bir durum. Mesela stüdyoyu açarken yandaki markette çalışanlar çok şaşırmış ve benim yapacağıma inanmamışlardı. İllâ içeride bir erkek vardır diyorlardı. Sonra birkaç müşterim kadın olduğumu görünce ekstra rahatlayıp daha büyük desenler seçtiler. Dövmelerinde kadın ruhunu hissetmek istediklerini söylediler. Çok enteresan ama kadın olduğum için elimi titremeyeceğini ve hijyen konusunda daha dikkatli olacağımı düşünenler de var. Sonra tabii kadınlar kasıklarına dövme yaptırmak istiyorlarsa genelde beni tercih ediyorlar. * Peki sence kadınlar mı erkekler mi acıya karşı daha dayanıklı? Valla bir kadın müşterim dövme yaparken uyuyakalmıştı, o kadar hissetmemiş yani. Erkeklerse dövme biten e kadar sakinde oturuyorlar. Sonra da "Hiçbir kadın bu kadar canımı yakmamıştı” diyorlar. Ama genel olarak sanırım kadınlar doğum yaptıkları için olsa gerek acıya karşı erkeklere oranla daha dayanıklı. Çok iri yarı, kuvvetli bir erkek ile ufak tefek bir kadın arasında bile fark olabiliyor. Anne Sütü ve Çıra İsi İle Yapılan Dövme.. Mardin Valiliği tarafından basılan "Dövme/Dek” isimli kitap yöredeki kadınların el ve yüzlerinde görülen desenlerin anlamlarını inceliyor. Dövmeye o bölgede "dek”, deniyor. Bu, kelimenin Kürtçedeki karşılığı. Kitabın ismi de "Dövme/Dek”, Sibel Abiç imzasını taşıyor. Abiç kitap için Mardin’in birçok köyünü ziyaret etmiş ve dövmeli ninelerin fotoğraflarını çekip desenlerinin anlamlarını konuşmuş. Kitapta boyanın nasıl hazırlandığı ve vücuda nasıl nakşedildiği de detaylı biçimde anlatılıyor. Dekin yapılışı modern dövmenin yapılışı ile aynı mantığa dayanıyor. Deri, iğne ile yaralanıyor ve yaranın içine iğnenin ucundaki boya akıtılıyor. Deki özel kılan, malzemeleri: Yeni kız çocuk doğurmuş bir annenin sütü (inanışa göre dövmeyi daha kalıcı kılıyor) ile çıra isi karıştırılıyor. Karışımdan elde edilen mürekkep iğne ile deriye işleniyor. Dövme bitince de temiz bezle sarılıyor. Tuba ile dövme kardeşi olduk.. Malum, Çini Mürekkebi’ne dövmeli ünlüleri konuk ediyoruz. Kimi zaman da onlarla dövme stüdyolarında bir araya gelip desenlenme süreçlerine eşlik ediyoruz. Daha önce Metin Arolat ile böyle bir maceramız olmuştu. Bu hafta da Tuba Ünsal ile dövmecideydik.Tuba Ünsal uzun bir süredir dövme yaptırmak istiyordu. Desenine de karar vermişti. "Rock’n Roll” yazdıracaktı. Birkaç kez buluştuk ama ucundan döndük. Tam başlamak üzereyken her zaman alışık olduğumuz o sevimli haliyle "Yaa durun bir daha düşüneyim” diyerek işin içinden sıyrıldı.Yani birkaç kez dövme koltuğundan kaçmışlığı var. Her neyse, ben tam kendisinden ümidi kesmişken bu hafta sonu yana yakıla aradı. Canı dövme çekmiş. Bunda benim yeni dövmemin (sağ omzuma bir daktilo kondurdum) fotoğraflarını Instagram’da paylaşmamın da etkisi büyük tabii. "Dövmene bayıldım. Kanıma girdin Pelin. Haydi gidelim. Ancak hemen ayarlayalım yoksa yine kaçarım”dedi. Tuba ile stüdyonun önünde buluşmaya karar veriyoruz. Aksi gibi o gün İstanbul’da sağanak var, beklemeye başlıyorum. İçimden bir ses bu dövme maceramızın da hüsranla sonuçlanacağı söylüyor. Arıyorum, telefonu kapalı. Madem randevu aldık, bari ben yaptırayım diye içeri girmek üzereyken beni yanıltıyor. İstiklal Caddesi’nin ortasında "Gelldiiimmmm Peliin” diye bağırarak koşuşturmasına gülüyorum. Meğer trafik var diye arabadan inip metro ya bindiği için kapalıymış telefon. Felaket heyecanlı, biraz da korkuyor. Durmadan "Acımayacak değil mi?” diyor. Stüdyodan içeri giriyoruz. Ben, Tuba uzun zamandır istediği yazıyı sonunda yazdıracak diye beklerken kendisi birkaç dövme bir arada yaptırıveriyor (Metin Arolat da "imza attıracağım” diyerek gittiği stüdyodan sırtında büyük bir imza bacağında da sevimli bir baykuşla çıkmıştı. Sanırım acı beklenenden az olunca "İleride yaptırmayı düşündüklerimi de aradan çıkarıvereyim” durumuna geliniyor) Neyse, burada Tuba’nın dövmelerinden ikisini paylaşacağım. Biri sol kolunun içine attığı imza. Bu onun yakın bir zamanda kaybettiği babasının imzası. Artık ikimizin de sol bilek kemiklerinin üzerinde beş nokta var. Renk olarak da fosforlu pembeyi tercih ettik. Amy Winehouse Dövmeleri Satışta.. Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan ve en üzücü olaylarından biri ünlü şarkıcı Amy Winehouse’un evinde ölü bulunmasıydı. Uzun bir süredir uyuşturucu ve alkol bağımlılığı ile mücadele eden sanatçı beklenmedik bir şekilde aramızdan ayrıldı. Belgrad konserinde şarkı sözlerini unutup sahnede sendelemesi ardından İstanbul konseri için ülkemize gelip konseri iptal etmesi ve dört gün otel odasından çıkamaması bu acı durumun habercileriydi sanırım. Üzüldüm, bu aralar en çok onun şarkılarını dinliyorum ve meşhur şarkısında söylediği "You know I am no good” (Biliyorsun ben iyi değilim) sözünün yılın en popüler dövme desenlerinden biri olacağını düşünüyorum. Dövmeleri de saç modeli gibi 1950′lerin tarzındaydı Amy Winehouse denilince akla ilk kabarık saç modeli ve ucu kıvrık kalın eyeliner’ı geliyor. Şarkıcı birçok röportajında söylediği gibi 1950′lerin hayranıydı. Winehouse’un dövmelerine baktığımız zaman da aynı hayranlıkla karşılaşıyoruz. Sanatçının vücudunda Amerika’da o yıllarda yapılan dövme stiline ait yani "Old School” tarzda desenler vardı. Tek tek sayacak olursak Amy’nin sağ ve sol kollarında iki pin-up kızı, kollarında iki kalp figürü ve bir yıldırım işareti, kalbinin üzerinde eski kocası Blake’in ismi, sırtında bir melek, sol kol içinde bir tüy, sağ kol içinde şarkı söyleyen bir kuş, göbeğinde içinde Hello Sailor (Merhaba Denizci) yazan bir çapa, sol omuzunda üzerinde "Babasının kızı” yazılı bir at nalı ve sağ omuzunda ise anneannesi Cynthia’nın ismi ile birlikte ona itraf edilmiş bir çizim vardı. Amy Winehouse’un dövmeleri 20′inci yüzyılın ilk yarısında yapılan dövme tarzı olan”Old School” dövmelersi. Çizgileri olabildiğince sade, desenlerin arkasında fon yok, renklerde gölgeye ve tonlamaya rastlamak pek mümkün değil. İlk dövmesini 15 yaşında yaptıran ve görülmeyen yerlerinden daha birçok dövmesi olduğuna dair dedikodular bulunan Winehouse’un ölümüyle birlikte bu desenler de değerlendi. İnternette yapacağınız küçük bir araştırma sonucunda "Winehouse şablonu”na ulaşabiliyorsunuz. Şablonun print edilebilir versiyonunu satın almak isterseniz ayırmanız gereken bedel dövme sayısına göre değişiyor. Ortalama bir rakam vermek gerekirse: 2-10 dolar diyebiliriz. Dövmenin Modası Olurmu? Yüksek ihtimalle bir ömür boyu vücudunuzda taşıyacağınız desene bir başkasına bakarak karar vermek yani ünlülerin dövmelerini yaptırmak oldukça saçma. Ancak buna rağmen her gün insanlar ‘Beckham dövmesi’ ya da ‘Rihanna yıldızı’ yaptırmaya devam ediyor İlk dövmemi yaptırdığımda 15 yaşındaydım. O zamanki en yakın arkadaşım bir hafta önce bir kelebek yaptırmıştı. Çok kıskanmıştım. Onda kelebek varsa bende de mutlaka bir şeyler olmalıydı. "Bir şeyler” diyorum çünkü kafamda yaptıracağım dövmeye dair ne bir desen ne de fikir vardı… Yaşım küçük olduğu için de annemin izni gerekiyordu. Türlü numaralarla annemin ağzından girip burnundan çıktım ve ikna ettim. Ardından da birlikte soluğu en yakın dövme stüdyosunda aldık. Böylece çok pahalı ve acılı bir operasyonu göze almadığım sürece ömrümün sonuna kadar taşıyacağım ve sahip olduğum için pişmanlık duyduğum tek dövmemi yaptırdım. Uzaktan siyah bir bilardo topunu andıran, çirkin bir kaplan kafası…Tahmin edeceğiniz üzere annem hiçbir zaman dövmemi beğenmedi. Aradan 16 yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ her gördüğünde "Kızım. Keşke biraz daha bekleseydin, başka bir desen bulsaydık” der. Şu an vücudumda 16 farklı desen taşıyorum ama hâlâ her yeni dövmemden sonra "Acaba başka bir desen mi seçseydim?” diye kendi kendimi yiyorum. Bu nedenle size tavsiyem anlık karar vermemeniz. Etrafta birileri yaptırıyor diye dövme yaptırmamanız ve ünlülerin dövmelerinin aynısına sahip olduğunuz zaman bir anda onlara dönüşmeyeceğinizin farkında olmanız. Çünkü dövmenin modası olmaz, o bir yaşam biçimidir. Rihanna boynuna yıldız yaptırdı. diye vücuduna galaksiler çizdiren, randevusuna gitmeden Google’da "Devit Beckham dövmeleri" ni aratanlar; Ünlü türk düşünürü(!) Sezen Aksu ne demiş? : "Başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin!” Dövmenin modası olur mu? sorusuna dövme sanatçılarının verdiği cevaplar aşağıda. Kimi "Olmaz” diyor, kimisine göre de herşey gibi dövmenin de modası olur Hakan Gerçek.. * Dövmenin de her şey gibi modası olur, neden olmasın? En çok David Beckham’ın dövmelerinin benzerlerini yapıyorum. Zamanla bu isim değişir, gündemde dövmeli kim varsa onunkiler popüler olur. Danny Garcia * Ünlüler insanları çok etkiliyor. Rihanna’nın parmağındaki şşşt yazısı, İlhan Mansız kartalı moda oluveriyor. İnsanlar "Mansız kartalı” yap diyorlar. Mesela şu sıralar Rihanna’nın ensesindeki yıldızları yapmaktan çok sıkılmış durumdayı Dövmeciler Moda Tasarımcılığına Soyundu.. Önceki haftalarda bu köşede dövmecilere ve dövmeli insanlara "Dövmenin modası olur mu?” sorusunu yönelttim, aldığım cevap hep "Bu işin modası olmaz, moda ile dövme alakasız kavramlar” oldu. Ancak dövme ile moda o kadar da alakasız konular değil. Converse, Nike ve Gucci geçtiğimiz sezonlarda dövme sanatçılarıyla işbirliği yapıp onlara özel koleksiyonlar hazırlattılar.Don ED Hardy ve Norman Collins adındaki, "modern dövmenin ataları” olarak anılan dövmecilerin kendi isimlerini taşıyan giyim markaları var. Birçok ünlü üzerilerinde kuru kafa, kalp ve dikenli tel bulunan bu tişört ve şapkalarla görüntüleniyor. Dövmeli tasarım kervanına en son katılan marka ise Louis Vuitton oldu. Markanın tasarımcısı Marc Jacobs dövmecisi Scott Campbell’a ilkbahar-yaz erkek koleksiyonu için çantalar tasarlattı. Marc Jacobs'ın dövmecisi erkek çantası hazırladı.. Scott Campbell dünyanın en tanınmış dövme sanatçılarından biri. 2004’ten beri Brooklyn’deki Saved Tattoo isimli stüdyosunda ünlülere dövme yapıyor, müşterileri arasında Helena Christensen, Orlando Bloom ve Marc Jacobs gibi isimler var. Onu ünlü kılan şeyse "en yakın arkadaşım” dediği Marc Jacobs vasıtasıyla tasarımcılığa başlaması. Campbell Louis Vuitton’un 2011 ilkbahar-yaz erkek koleksiyonu için çantalar tasarladı. Ayrıca koleksiyonun tanıtıldığı defilenin konseptini hazırladı ve mankenlerin vücutlarına markanın amblemlerini geçici dövme olarak resmetti. Gucci dövmelenmişti.. Tasarımlarında dövmeye yer veren markalar arasında Gucci de var. Gucci 2008 yılında UNICEF için özel bir koleksiyon hazırladı. Tanıtım yüzü olarak da Rihanna ile anlaştı. Rihanna satış gelirinin yüzde 25’i UNICEF’e bağışlanan "Tattoo Heart” (Dövmeli kalp) çantasıyla poz verdi. Ünlülerin markası 56 yaşındaki Don Ed Hardy Amerika Güney Kaliforniya’da yetişmiş bir dövme sanatçısı. 1970’lerin başında Japonya’da dövme ustası Horihide’den gördüğü teknikleri Amerikan kültürüne ait ögelerle birleştirerek farklı bir tarz yarattı. Hardy’nin moda macerası ise 2002 yılında başladı. Desenlerini insanların sadece tenlerinde değil kıyafetlerinde de görmek istediği için Hardly Life’ı kurdu. Marka başta çok ses getirmese de Fransız tasarımcı Christian Audigier’in ekibe dahil olmasıyla 2004 yılında atağa geçti. Eminem'in dövmecisi Nike için Tasarladı.. Geçtiğimiz sezon Nike dövme ve grafiti sanatçısı Mr.Cartoon ile işbirliği yaptı. Sanatçı Nike için Air Force 1 modelini tasarladı. Mark Machado piyasada tanınan adıyla Mr.Cartoon; Eminem, 50 Cent, Dr. Dre, Prodigy, Justin Timberlake ve Beyonce gibi ünlü isimlere dövme yapıyor. Ayrıca birçok rap şarkıcısının albüm kapaklarını ve logolarını da o tasarlıyor. Meksika kökenli Machado gerçekçi portre çalışmaları ile ünlü. Machado’nun 1995 yılında kurduğu, üzerinde kendi çizimleri bulunan tişört ve ayakkabıların satıldığı bir de markası var. Estevan Oriol ile ortak açtıkları Joker Brand’in ürünleri internet sitesinde (www.jokerbrand.com) satılıyor. Converse "baba” ile çalıştı "Modern dövmenin babası” olarak tanınan Norman Collins, namıdiğer Sailor Jerry 1911 Nevada doğumlu. Collins 19 yaşında donanmaya katılmış, Japonya’da bulunduğu sürede de dövme ile tanışmış. İlk kez kişiye özel iğne kullanan, dövmenin cilde daha az zarar vermesi için farklı iğneler tasarlayan Collins’in (ölümü 1973) adını taşıyan marka 1999’da eski asistanları tarafından kuruldu. Asistanlar Ed Hardy ve Mike Malone üzerinde Collins’in mektuplarının ve çizimlerinin bulunduğu tişörtler, oyun kartları, shot bardakları ve anahtarlıklar ürettiler. Sadece Philadelphia’da mağazası bulunan Sailor Jerry ürünlerini markanın internet sitesinden (www.sailorjerry.com) de alabilirsiniz. Vatan Hasreti Gideren Dövmeler.. İnternette arama motoruna Atatürk ve dövme kelimelerini girdiğiniz zaman farklı görüşlerle karşılaşıyorsunuz. Kimilerine göre bu dövme her Türk evladının yaptırması gereken bir sembol kimilerine göre ise "gereksiz fanatiklik.” Facebook’ta da Atatürk dövmesine sahip olanlar ve yaptırmak isteyenlere dair birçok grup var. Forumlarda siyasi konuları tartışıyor, dövmelerinin fotoğraflarını paylaşıyorlar. Yaklaşan 19 Mayıs nedeniyle, vücudunda Atatürk dövmesi bulunan insanlarla konuştum. Bedenleri Atatürk tarafından imzalanmış olanların ortak noktaları tabii ki ona karşı duydukları sevgi. Aralarından bir kısmı yurtdışında yaşıyor ya da bir dönem yaşamış. "Atatürk dövmesi vatan hasretini giderir. Uzaktaysanız daha çok yaptırmak istersiniz” diyorlar. Alpar Bayındırla İzmir / İşadamı "Sol kolumu Atatürk’e adadım” Sol kolumu Atatürk’e adadım. Omzumdan bileğime kadar onun "Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir” sözü yazılı. Ayrıca iki portresini taşıyorum. Melike Dokgöz Bursa / Tasarımcı "Yabancı arkadaşlarım çok beğeniyor” Atatürk imzasını üç yıl önce Londra’da yaptırdım. Türkiye’den uzak olduğum için anlamı büyüktü, vatanıma hasretimi sembolize ediyor. Yabancı arkadaşlarım çok beğeniyorlar ama Türkiye’de negatif tepkiler aldığım oldu. Murat Bacınoğlu İstanbul / Yönetici "Hem portresini hem de imzasını vücudumda taşıyorum” Dövmemi 15 yıl önce Ankara Tunalı’da bir dövmecide yaptırdım. Başka bir desen yaptırmayı da düşünmüyorum. Hem Atatürk’ün portresini hem de imzasını vücudumda taşıyorum. İleride de sol omzuma da Kocatepe’deki duruşunu yaptıracağım. Sermet Ağartan Almanya / Öğrenci "Yaptırırken Kurtuluş Savaşı’nda çekilen acıları düşündüm” Sol kolumdaki dövmemi geçen yaz Fethiye’de yaptırdım. Sol tarafı kalbime yakın olsun diye seçtim. Yaptırırken canım acıdı ama gözlerimi kapatıp Kurtuluş Savaşı’nda çekilen acıları düşündüm. Aynı dövmeden abimde de var. Barış Artuç Kanada / Finansçı "Kalbimin üzerinde taşıyorum” Vücudumda Atatürk’ün hem portresi hem de imzası var. Onu sol göğüsümün yani kalbimin tam üzerinde taşımak istedim. Dövmelerimi dört yıl önce Kanada’da yaptırdım. Nedeni ise bugünkü özgürlüğümü borçlu olduğum kişiye borcumu ödemekti. İlk Dövmesini Canlı Yayında Yaptırdı.. Sunucu ve oyuncu Yunus Günçe dövme konusunda önemli bir isim çünkü şu sıralar 30’lu yaşlarının başında olanların birçoğunun da hatırlayacağı üzere kendisi ilk dövmesini canlı yayında yaptırmıştı. Dövmenin ciddi bir tabu olduğu, bugünkü gibi her on kişiden sekizinde olmadığı zamanlardan bahsediyorum. Bu programla dövme nasıl yapılır, makineden nasıl bir ses çıkar, kan akar mı, ne kadar sürer gibi sorulara bir çırpıda cevap vermiş, insanların kafalarındaki önyargıyı biraz olsun kırmıştı. Yaklaşık dört yıldır ortalıklarda gözükmeyen Günçe geçtiğimiz günlerde CNN Türk’te "Beni İkna Et” adında, üniversiteli gençlerden oluşan münazara gruplarının yarıştığı bir program sunmaya başladı. Biz de CNN Türk ve Milliyet binalarının yakınlığını bahane ederek bir araya geldik ve canlı yayında yapılan barkod dan sonra vücuduna neler eklenmiş, neler eklenecek öğrendik. * İlk dövmenizi televizyonda yaptırmıştınız. Number One TV’de program yaptığım dönemdi, sekiz sene falan geçmiştir. Dövme yaptırmak aklımda vardı ama zaman yoktu. Bu yüzden yayında yaptırdım. Anneme de söylememiştim, o gün programı izlemesin diye elimden geleni yaptım ama anlamış bir iş olduğunu, izlemiş. Eve geldim, "Ah oğlum” diyordu. "Canlı yayında bir bunu yapmadığın kalmıştı.” * Barkot bir dönem çok popüler bir desendi. Bunda katkınız vardır herhalde… Haklısın, bir ara herkes barkod yaptırıyordu, enseye ve bileklere özellikle. "Bu moda benimle başladı” diyemem ama katkım olmuştur. Ama önemli olan fikir. Ben barkodu sisteme karşı tepkimi göstermek,tüketim toplumuna gönderme yapmak için seçmiştim. * Sağ kolunuzda "God is Love" (Tanrı sevgidir) yazıyor. Vücuda tanrı ile ilgili yazı yazdırmak çok gözde. "Only god can judge me” (Beni sadece tanrı yargılayabilir) en sık rastlanan desenlerden… Dövme bir kendini ifade etme biçimi. Bu yüzden modası olabileceğini düşünmek abes. "God is love”ı tanrıyı sorguladığım, "Biz nasıl yaratıldık, amacımız ne?” sorularını sormaya başladığım dönemde yaptırdım. Ben dövmelerime anlam yüklemekten yanayım. Sol omuzumda "Küçük Prens” kitabındaki bir çizim var. Üzerinde de Imagine (Hayal et) yazıyor. O kitap altı ayda bir okuduğum, her defasında da farklı şeyler öğrendiğim bir eser. Bak mesela arkadaşım Defne’nin (Joy Foster) ölümünden sonra arkasından onun için "Küçük Prens” okudum. İnsanların Yasin okuduğu gece ben de kendimce Defne’ye bunu yapıyordum. * Defne’ye ithafen bir dövme yaptıracak mısınız? İleride yaptıracağım ama kimse anlamayacak. İkimiz için anlamlı olan bir sembol seçeceğim. Planladığım başka yeni dövmeler de var. Mesela annemle ilgili bir desen mutlaka olmalı. Çünkü ona âşığım. * Dövmelerinizi hep aynı sanatçı mı yapıyor... Çok önemli bir tarih ve sevdiği şarkı vücudunda yazılı Yunus Gökçe'nin göğsünde, kaybettiği babasının doğum yılı (1941), yanında da "Forever" (Sonsuza kadar) yazılı. Sol kolunun içinde "Tattoo is a sin” (Dövme günahtır) var. Bunu onu eleştirenlere cevap olması için yaptırmış. Kolunda da Pearl Jam grubunun "Black” şarkısının sözleri bulunuyor Ömrümün Sonuna Kadar Dövme Yaptıracağım.. "18 yaşımı doldurduğumda ilk dövmemi yaptırdım. Kendime hediye verdim” Dövmeli ünlü” denilince akla gelen ilk isimlerden biri Hayko Cepkin. Alternatif müzik tarzıyla tanınan Cepkin görüntüsüyle oynamaktan çok hoşlanıyor. Söylediğine göre "canı sıkıldığı için” yaptığı bu değişiklikler farklı saç renkleri, saç-sakal kesimleri gibi dövmelerini de kapsamakta. Şu sıralar sağ koluna Uzakdoğu tarzında dövme yaptıran Cepkin ile vücudunda taşıdığı desenleri ve "renklenmeye” devam edip etmeyeceğini konuştuk. * İlk dövmenizi ne zaman yaptırdınız? 18 yaşımı doldurduğum gün, 11 Mart’ta. Hani o yaş mühimdir, filmlerde falan özel hediyeler alınır ya… Ben de kendime güzel bir hediye verdim ve omzuma "Karga / The Crow” filmindeki kargayı yaptırdım. Hatırlıyorum, biriktirdiğim tüm parayı da yatırmıştım bu işe. Dokuz sene dövmelerimi ailemden sakladım. 27 yaşına kadar tişörtle normal biriydim. * Aileniz dövmelerinizi ilk gördüğünde nasıl tepki verdi? Zamanla alıştılar. İlk başta "Evladım ne gereği vardı?” geldi doğal olarak. Zaten ailelerin tepkileri fikstir. "Aman çocuğum ne yaptın şimdi?” derler, ikinci dövmeyi görünce "Evladım diğeri güzeldi, buna ne gerek vardı?” derler. Benimkiler ikinci kola başladığımı görünce "İlki tamamdı da bu nereden çıktı?” dediler. Oysa ilki de hiç tamam değildi hatırladığım kadarıyla. Şimdi bu kola da Yakuza tarzı bir çalışma yapıyoruz. Siyah severim ben ama bunda mor da olsun istiyorum. Çiçekleri mor yapacağım. * Toplamda kaç dövmeniz var? Parça parça başlıyorum, sonra birleştiriyorum. Ama şöyle söyleyeyim: Kollarım, sırtım, göbek üstüm ve yanlarımda var. Bel altı daha çalışmadım. Yavaş yavaş o bölgeye de ineceğim. Zaten ben dövmede ilerlerken yer bırakırım. Mesela kollarımın üstü kapalı ama alt tarafta hâlâ tenimi görebilirsin. Bunun nedeni de ileride aklıma başka bir desen gelirse ona yer bulabilmek. Kollar bitsin, göğüse gireceğim, gırtlakla birleşen bir desen düşünüyorum. * Nereye kadar devam edeceksiniz? Ömrümün sonuna kadar devam edeceğim. 90 yaşına geldiğimde vücudu tamamen dövme kaplı, görülmeyen bir şeye dönüşeceğim herhalde ama o yaştan sonra görülmesem de olur. * Bu işin bir de acısı var… O acıyı özlüyorum da dövmeciye gidiyorum. Mesela uyuşturucu kremler kullanılıyor. Asla tercih etmem, işin felsefesine aykırı. Otururum Ruhsel’in (Dombalak) koltuğuna, "Kemiğimi sızlat usta” derim. * Tüm desenler Ruhsel’e mi ait? Evet. Ondan başkasının vücuduma dokunmasına izin vermem. O bir sanatçı ve tuval olarak bedenimi kullanıyor. Ustalığına saygı gösteririm, işine de karışmam. * Aynısını başkasında görürseniz ne hissedersiniz? Gördüm ve çok hoşuma gittiğini söyleyemem. Ama çocuk kendini bana yakın hissetmek istemiş ve yaptırmışsa onun tercihi. Ne diyeyim ki? Sonuçta bu dövmeler benim, o da bu gerçeği biliyor. Dövme hakkında en merak ettikleriniz Mail kutuma sık sık aynı sorular geliyor. Kimileri benden onlar için desen seçmemi kimileri ise onları bir dövmeciye yönlendirmemi istiyor. İşte cevaplar... Vücudunuzda üçten fazla (benim durumumda ‘ondan fazla’ demek daha doğru) dövme varsa insanlar otomatik olarak sizi bu konuda uzman olarak görüyorlar. İlk dövmemi 15 yaşımda yaptırdığımı düşünürseniz de oldukça uzun (!) zamandır tanıdık tanımadık herkesin dövme ile ilgili sorularını yanıtlıyorum. Çini Mürekkebi’nin yayımlanmasıyla birlikte mailler de almaya başladım ve sonunda geçtiğimiz hafta oturup bir liste hazırladım. İşte dövme konusunda en sık sorulan sorular ve yanıtlarım: Soru 1 "Birdövme yaptıracağım sizce kime gideyim? ”Türkiye’deki tüm dövme sanatçılarını tanımıyorum ama birçoğunun desenlerini vücudumda taşıyorum. Kimisiyle de yakın arkadaşım. O yüzden bu soruyu "Şuna git” şeklinde cevaplamak yerine "Bence ideal dövme sanatçısı nasıl olmalı?” yı anlatmayı tercih ederim. *Dövme sanatçısının Facebook,Twiter ve hatta Integram hesapları olmalı. "Bunun dövmeyle alakası ne?” demeyin. Bana göre kendine güvenen bir sanatçı hele ki günümüz şartları düşünülünce mutlaka sosyal medyada yer almalı. Hem önceden yaptığı dövmelere bakarak hangi tarz işleri daha çok seviyor, müşterileri ona neyi tercih etmek için gidiyor öğrenebilirsiniz. * En önemli konulardan biri de stüdyo. O koltuğa oturmadan önce mutlaka dövmecinin stüdyosunu ziyaret edin. Randevu almadan, "Yoldan geçerken uğradım” şeklinde gidin. İllâ ki bir katalog vardır. Alın elinize, desen seçiyormuş gibi yapıp bir yandan da bakın bakalım yerler ne kadar temiz, içeride sigara içiliyor mu? Çöp kutusunda torba mevcut mu? Sanatçı dövme sırasında eldiven takıyor mu? Çünkü dövme stüdyosu maksimum düzeyde steril olmalıdır ve filmlerde görülen yüksek sesle rock müzik çalınan, herkesin kafasına göre takıldığı rock bar tadındaki stüdyolardan genellikle çok memnun ayrılmazsınız. * Son olarak söyleyeceğim şu: Dövme sanatçıları doktora benzer. Nasıl asık suratlı birine 20 yaş dişinizi çektirmek istemiyorsanız dövmenizi de yaptırmayın. Sizi dinleyen, isteklerinizi önemseyen, sizinle aynı fikirde olmasa bile bunu tane tane ve sakince dile getirmeyi tercih edenleri seçin. Piyasada randevu saatine sadık kalmayan, müşteriyi "Ben bunu yapmam ya!” diyerek sorgusuz sualsiz geri gönderenler var, dikkat! Dünyanın en ünlü dövme sanatçılarından Kat Von D de sterilizasyona çok dikkat ediyor. Soru 2 Desenimi seçtim ama endişeliyim.Sizce zamanla sıkılırmıyım? Benim sağ kolumda ilk yaptırdığım dövme olan kedi kafası vardı. Çok çirkin, uzakta kara lekeyi andıran bir dövmeydi. Uzun yıllar sıkılmadım daha doğrusu kendimi sıkılmadığıma ikna ettim. Aklıma lazerle sildirmek falan gelmedi. Ancak geçen sene üzerine başka bir dövme yaptırdım. Evet, lazerden korkuyorsanız ya da dövmesiz olmak istemiyorsanız seçeneklerinizden biri de ‘cover-up’ yani dövmeyi dövme ile kapatmak. Şu an kedimin üzerinde eski bir daktilo var. Gayet memnunum. Şimdi gelelim sorunuza; sıkılır mısınız? Eğer sadece dövmem olsun diye, sırf birinde gördüğünüz ve ona özendiğiniz için yaptırdıysanız sıkılma ihtimaliniz çok yüksek. O yüzden hep söylediğim gibi hemen karar vermeyin, acele etmeyin. Dövmeniz hakkında aklınıza gelen fikirleri not edin, hatta yaptırmayı düşündüğünüz bölgeye keçeli kalemle deseni öylesine çizin. Bakın bakalım orada bir karaltı görmek size ne hissetririyor? İki üç gün aynı deseni görünce sıkılıyor musunuz?Rihanna'nın dövmesi en çok kopyalanan dövmelerden. Soru 3 "Dövme yaptırmak istiyorum ama desene karar veremedim. Sizce ne olsun?” Dövme kişisel bir tercihtir. Bu saç rengini değiştirmeye benzemez. En yakın arkadaşınıza "Sence bana kızıl gider mi?” diyebilirsiniz ama inanın anne-babanız dahil olmak üzere kimse sizin bedeninizde taşıyacağınız desene karar vermemeli! O yüzden cevabım: Bilmiyorum ama size şöyle bir soru sorabilirim: Muhtemelen ömrünüzün sonuna dek sizin için aynı derecede anlamlı olacak şey nedir? Pelin Çini röportajlarından alınmıştır.
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.